Halkçılık, halkın özgür iradesini, demokrasinin temel taşı bilip, her şeyin merkezine almaktır. Halkımıza karşı sorumluluk ve vefa duygusudur. Halkımızın maddi ve manevi varlığını koruyup geliştirmektir. Halkın sesini duyup, halkın diliyle seslenerek, onların sevgi, güven ve desteğini kazanmaktır. Halkımızın düşüncelerine, inançlarına ve adet-geleneklerine saygıyla yaklaşmaktır. Onlar için her türlü fedakarlığa hazır olup, gerektiğinde, kişisel menfaatlerden vazgeçmektir. Halkımızı Güney Azerbaycan milli hareketine çekip, milli harekette tutup, bilinçlendirip, birliğini ve dayanışmasını sağlamaktır.
Geçmiş yüzyılda, Güney Azerbaycan’ın birçok aydın ve okumuş insanı, kendi milletine ihanet ederek, işgalci İran sömürüsünün maşası olmuştur. Bugün halkımızın maruz kaldığı zulümler, adaletsizlikler ve felaketlerin birçoğu, işte onların ırkçı İran devleti ile iş birliği sonucunda başına gelmiştir. Bu yüzden Güney Azerbaycan Türklerinin birçoğu, elit ve aydınlara karşı, hatta onlar için malından ve canından geçen milli aktivistlere karşı, güvensizdir ve kurtuluşuna da ümidini yitirmiştir. Bu umutsuzluk da, halkımızın durgunluğuna sebep olmuş, büyük hareketler ve saldırılar kabiliyetini azaltmıştır. Güney Azerbaycan milli hareketi, doğru stratejiler ile, halkımızın güvenini kazanmalıdır, onlara sahip çıkıp, onların sesi olarak, yardımsız ve desteksiz olmadıklarının güvenini vermelidir. Ezilen halkımıza, yalnız olmadıklarını gösterip, arkalarında, dünya çapında bir siyasi güç ve milli hareketin olduğunu göstermelidir.
Halkımız haklarını almak gücüne sahip olduğuna inanmazsa, haklarına nasıl ulaşacağını da düşünmez. Onlara gücünü anlatıp, umutlandırıp ve enerjisini milli hareketin hedefi yönünde seferber edip sosyal güce çevirmeliyiz. Halkımız, Güney Azerbaycan milli hareketinin gücünün gerçek kaynağıdır, onu kullanamazsak kaybederiz. Bu yüzden, Güney Azerbaycan milli hareketi, baştan sona kadar halkın hareketi olmalıdır. Halkımızın izlediği bir hareket değil, oyuncu olduğu bir hareket olmalıdır.
Bizim mücadelemizin kökünde sevgi var. Biz milletimizi sevdiğimiz için mücadele ediyoruz. Bu da kişisel çıkarlar ya da bağlı olduğumuz organizasyonların çıkarları için popülist hareketler yapıp, insanların duygularını istismar etmekle değil, halkımızın ve gelecek neslin, çıkarlarını ve insani haklarını koruyup, onlara hizmet etmekle olur. Bu yüzden her birimiz bir devlet adamı gibi, uygar yaşamın temeli olan insan hakları çerçevesinde, tüm halkımıza demokratik bir devlet ve onurlu bir yaşam sağlanması için mücadele etmeliyiz. Ancak bunu da bilmeliyiz ki, hiçbir organizasyon ve hatta Güney Azerbaycan milli hareketinin bütünü, Güney Azerbaycan’ın tüm halkını temsil etmez ve çoğunluğun isteği ile hareket etmek zorunda değildir. Çoğunluğun isteğine uymak bir devletin görevidir, bir organizasyon ya da hareketin görevi değil. Milli devlet olmayana kadar halkımızın milli iradesi ortaya çıkmaz ve çoğunluğun ne istediği de belli olmaz. Hiçbir kurtuluş savaşı, gerçeği görenler dışındaki çoğunluğun oyu ile kazanılmamıştır. Güney Azerbaycan milli hareketi, kurtuluş mücadelesi veren bir düşünce akımı ve harekettir, Güney Azerbaycan’ın devleti değil. Milli hareketimiz, halkımızın içindeki kendi tabanının düşünce ve isteklerini temsil eder. Kendini samimiyetle Türk ve Azerbaycanlı bilen, Türklük ve Azerbaycan’ın menfaati ve mutluluğu için yüreği çarpan ve fedakarlığa hazır olan insanlar, bu hareketin tabanıdır. Güney Azerbaycan milli hareketinin temel görevi, kendi tabanının isteklerini dikkate alarak milli devletin kurulması için var gücüyle mücadele etmektir. Aynı zamanda doğru stratejiler ve taktiklerle, halkımızın diğer bölümünü de, milli hareketin düşüncesine çekip kendi tabanına dahil etmektir. Görevimiz halkımızı olmak istedikleri yere değil, olması gereken yere götürmektir.