Özgürlük ekmekten daha lezzetli, güneşten daha güzeldir. Mutluluğun sırrı ve tarihin kaybolmayan değeridir. Kim olduğunu bilip, olduğun gibi yaşamaktır. Özgürlük yoldan çıkmak değil, istediğin yola gitmektir, yani kendi aklınla düşünüp, doğru olduğuna inandığın şeyler için mücadele etmektir. Özgürlük bir bütündür, ona şart konulmaz ve tamamen kazanılana kadar hiç kazanılmamıştır. Milliyet özgürlüğü, cinsiyet özgürlüğü, inanç özgürlüğü, düşünce özgürlüğü ve hatta hayvanların özgürlüğü, bir bütündür ve birbirine bağlıdır. Onların hepsi ve herkes için sağlanana kadar, hiç kimse özgür değildir. Özgürlük bir hak değil, bir insanlık görevidir. Küçük çıkar ve vaatlere aldanıp özgürlüğünün tamamını ya da bir kısmını terk eden insan, aslında insanlığından ve görevlerinden vazgeçmiştir.
Her ayrımcılık özgürlüğe bir saldırıdır ve felaketlerin ana sebebidir. Ayrımcılıkların kaynağını bilmeden özgürlük olmaz ve ne kadar mücadele etsek de, onun sebep olduğu felaketlerden kurtulmak olmaz. Güney Azerbaycan milleti, Türk olduğu için, ayrımcılıklara, hakaretlere ve dışlanmalara maruz kalıp, felaketlere düşmüştür. Bunun için Güney Azerbaycan Türklerinin, esaret zincirlerinden kurtuluşu ve özgürlüğü, ancak Türklüğüne sarılıp, milli devletini kurup, kendi kendini yönetmek ile mümkündür. Milli devletimiz olmayana kadar ve kendimizi kendimiz yönetmeyene kadar, özgür olamayacağız. Ayrımcılıklar, hakaretler ve dışlanmalar devam edecek ve felaketler içinde yaşayıp, özgür olmadığı için yok olan diğer milletler gibi, yok olacağız.
Bizim özgürlük mücadelemiz, geçmişten gelen en değerli hazinemizdir. Biz bir ömür hakaret ve felaket içinde yaşayıp ölmek yerine, şeref ve onurumuz ile özgürlüğümüz için savaşarak bu yolda ölmeyi tercih ederiz. Ama bunu da biliyoruz ki, bütün güç ve iradesi ile özgürlük mücadelesi eden bir milletin karşısında hiçbir güç duramaz. Güney Azerbaycan milli aktivistleri, özgürlük ve adalet mücadelelerinde, köle olmayı ve başkalarını köle etmeyi kabul etmeyen, şerefli bir bayrağın taşıyıcılarıdır. Onlar, uğrunda ölünecek kadar değerli ve haklı davamızı, cesaret, yüreklilik, atılganlık ve ilkelerimize sarılarak, hedefe doğru taşımayı, bir insanlık görevi bilen kahramanlarımızdır. Yüz yıldan fazladır Güney Azerbaycan’ı boş vaatlerle kandırıp oyaladılar. Gelin birlikte İran hükümetine karşı savaşarak onu ıslah edip ya da değiştirip, daha demokratik yapalım, sonra Azerbaycan’ın payını da alırız dediler.
Yüz yıldan fazladır en büyük derdimiz yani özgürlüğümüzün çalındığını, devletsizliğimizi ve işgal altında olduğumuzu unutup, küçük dertlerle uğraşıp boğulup kaldık ve her seferinde kazandık dediğimizde gördük ki, aslında onlar kazanmış biz mağlup olmuşuz. Artık büyük davamız, yani Güney Azerbaycan için milli devlet kurma ve kurtuluş mücadelesinin zamanı çoktan gelmiştir. Biz Güney Azerbaycan milli hareketi olarak bir daha küçük dertler uğruna amacımızdan geçmeyeceğiz. Bir daha hiçbir taktiksel ve küçük başarılar uğruna devlet kurma hedefimiz ve ilkelerimizden yani kimliğimiz, özgürlüğümüz, Türklüğümüz ve vatanımızdan geçmeyeceğiz. Yapacağımız iş başarısız olacaksa olsun. Başarısızlık ölümcül değil, önemli olan devam etme cesaretini göstermektir. Haklı mücadelemiz, birkaç yanlış ve başarısız iş ile mağlup olmaz. Biz başarısız olduğumuzda değil, vazgeçtiğimizde mağlup oluruz.