Türkçülük, inanç, umut ve ışıktan doğan bir felsefedir. Yani Bulud Karaçorlu’nun dediği gibi “Özge çırasına yağ olmak besdir, doğma ellerimiz karanlıktadır” diyerek, ışığı kendi eline ve halkına yükseltmektir. Türkçülük, iç ve dış düşmanlara karşı yalnız kalmış ve Türk olduğu için ezilmiş, Güney Azerbaycan Türklerini savunup kurtuluş yolunu aydınlatmaktır. Türkçülük ilkesi, kendine ait olanı sevmek, korumak ve savunmaktır, yani kendine inanmaktır. Türkçülük bir sosyal gerçektir, onda ne işgalcilik ne de ırkçılık vardır. Onda kendine güven, umut ve gelecek vardır. Türkçülük, kendi halkına derin sevgi ve bağlılıktır. Türkçülükte başka halklara karşı kin ve önyargı duygusu olmaz. Türkçülük, Güney Azerbaycan Türklerinin kurtuluşu ve özgür, refah ve modern bir geleceğin arzusu ve duygusunun adıdır.
Bir Türkçü, milli kahramanlarına saygı duyar, ama kahraman olmayana da kahraman demez. Türklüğe hor bakıp, Türk dili ve kültürünü kendi çıkarları için aşağılayan ve yok sayanları affetmez ve onları affedenleri de düşman sayar. Türkçülüğün en büyük görevi, Türklüğe hizmettir, bunun başında da çevresindekilere Türklüğü sevdirmek gelir. Yorulmadan, bıkmadan, Türk dili ve kültürünün güzelliklerini anlatarak, onun en büyük düşmanının da İran devleti ve İrancılık olduğunu açıklamaktır. Türkçülük alçakgönüllü olmaktır, bir Türkçü, beğenilmek için değil, görev bildiği için milletine hizmet eder. Kendini öne çıkarıp, her hizmet için bir karşılık ve takdir beklemez. Yükselmek için değil, Türklüğü yükseltmek için her türlü fedakarlığa hazır olur.
Dilimiz, tarihimiz, töremiz, inancımız, adet ve geleneklerimiz bizi diğer halklardan ayırıp, kimliğimizi ve ait olduğumuz kültürü yani Türklüğümüzü tanımlar. Kendini samimi olarak Türk kültürüne bağlı hisseden herkes Türktür. Bu anlayıştan yola çıkarak, tüm Güney Azerbaycan Türklerini düşünüp, onların mutluluğu için çalışmalıyız. Asimilasyon sonucu Türkçeyi az bilen, hatta hiç bilmeyen insanlarımız da bu zalim sistemin kurbanlarıdır, onların da “Haray haray ben Türk’üm” demeye ve onun mutluluğunu yaşamaya hakları vardır. Biz Güney Azerbaycan milli faalları, Türk olduğumuz için ve Güney Azerbaycan Türklerinin içinden çıkmış insanlar olduğumuz için, Türklerin yükselmesi ve haklarının her şeyden üstün tutulması yolunda çalışmayı, kutsal bir görev biliriz. Türkçülüğe dayanarak, milletimizin milli bilincini yükseltip, siyasallaştırıp ve kendi kaderini tayin etmek için harekete geçirmek, en büyük görevimizdir. Bu doğrultuda Türkçe konuşacağız, Türkçeyi her zaman her şeyin üstünde tutacağız, her işimizde Türk ruhuna ve Türk özelliğine uygun ve Türk milletine faydalı olma şartına dikkat edeceğiz.